uzaktaydım
gözlerimi kapadığımda işitmek için sesini
annemin bahçesinden kopardığım izole bir gülü kuruttum
başkalarını anlatan cümlelerin olduğu bir kitabın ilk sayfalarında
sonra gözlerinde göründü gözlerim
kelimelere karıştı gülün özü
kağıda dökülmüş her cümle yaşanmışlıklarımızı haykırır oldu
belkilendi kati surette yaşanır dedikleri her şey
daha sonra bir yangına dönüştü suç mahalli
okudum harfi harfine ne çizildiyse
damarlarımda hummalı nabızlara yürünüldü böylece
büyüdü gözlerimde göz bebeklerin
-den düşüverdim
bir umut göğsümde kavuşan küçürek ellerim tutunamadı daha fazla.
daha önce bir şiirde olduğu gibi ibrahim, gel!
gel ve düş şu isli saman kağıtlarına
biliyorum senin yangının değil bu
bir kez olsun gül bahçesinde geçsin bu hikaye, o kadar
gerekirse karıncalar su taşısın sırtında müstehzi kertenkelelere rağmen
ve gerekirse kurbağalara bakmaktan gelinsin
ki senin için bir anlamı yok bunun anlıyorum
istiyorum ki
‘’hürriyet’’ nidaları ile bir gönüle koşabilsin hislerim, düşünmeden
atılan zarların aynı rakama tesadüf etmesi gibi denkleşilsin
bilinsin tabi, karanlık sabahlara uyanmak kadar meşakkatli unutmak denen şey
aman! hiç hatıra hayale gelmesin bu bahis
rien ne va plus.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder