Başı ve sonu görünmeyen bir arazi
İnsanlar anadan doğma vaziyette doluşmuş
Diğer yandan başı ve sonu görünmeyen gökyüzü
Gri bulutlar yağmura niyetli vaziyette istilada.
Feryatlar, ağlayışlar, yalvarışlar var kelimelerinde
insanların
Duyulan ise koca anlamsız bir uğultu.
Kalabalığı bir arada tutan bir düğüm
Ve bu düğümü perçinleyen ittirmeler.
İşte bu hengâmede farklı bir ses bekliyor bulutlar gri
Kimine göre üfürülen bir boynuz
Kimine ise koskocaman bir şşş.
Bir ses bölüyor ani ve perçinliyor kalabalığı
sessizlik hususunda
Lal olmuş diller ve kulaklar sağır artık
Gökyüzünde gözler hep bir baştan.
Gözleri kör eden bir ışık patlıyor ani, yağan yağmur
hemen ardından
Hareketsiz ve çaresiz insanlar bu yağmurun altında
lal, âmâ ve sağır
Kim daha günahkârsa zaman asıl onun için ağır.
Eriyor yağmurla birlikte bedenler, toprağa düşüyor
kemikler
Erimeyle göğe yükselen gaz bulutları
Bu hengâmeden huzura taşıyor ruhları.
Taşındıkça ruhlar emekliye ayrılıyor gri bulutlar
Aydınlanıyor gökyüzü yer yer ve en sonunda büsbütün.
Malum dünya, bir kara delik olup çekiyor
kendisine yaradılanı
Meçhule dönüştürüyor yeri, göğü ve anı.
