Deniz, dalgalar ve balıklar. Denizde bir görünüp bir kaybolan tekneleri izliyordu. Tekneler. Evet tekneler. Küçükken kâğıttan yapardı aynılarından. Annesinin çamaşır leğenini su doldurur içine atardı. Sonra beklerdi. Sadece beklerdi. Aslında beklemesinin bir nedeni yoktu. Belki de sadece beklemek için yapardı o tekneleri. Beklemek onu mutlu ederdi. Yalnızdı çünkü. Bilirdi yalnızken herhangi birini ve ya bir şeyi beklemenin insanı kalabalıklaştırdığını. Sanırım yine bekliyordu; denizde bir görünüp bir kaybolan tekneleri izlerken.
Bir
bank. Bu bankta oturan bir adam. Denizde bir görünüp bir kaybolan tekneleri
izleyen bir adam. Yalnız bir adam. Yanında ise bir kılıf vardı. Siyah. Sanırım
bu kılıf bir gitar kılıfıydı. Gökyüzünün karanlığında seçilmesi güç; siyah bir
gitar kılıfı. Yıldızlar parıldıyor
gökyüzünde. Ve bu yıldızların altında bir adam oturuyor bir bankta yanında ise
siyah bir gitar kılıfı.
Karanlık.
Siyah bir gitar kılıfı ve bir adam oturuyor bir bankta bu karanlığın içinde.
Adam ayağa kalkıyor sonra gömleğinin ön cebinden bir kutu çıkarıyor. Sigara
kutusu. Yakıyor bir tane. Kırmızı bir nokta beliriyor bu karanlıkta. Sadece kırmızı
bir nokta. Sonra denize atıyor kutuyu. Sigara kutusu.
Siyah
gitar kılıfı. Sigarasını bitiriyor ve bir kenara atıyordu adam. Sonra acele bir
şekilde yanında sakince bekleyen siyah gitar kılıfını açtı. Kafasına kırmızı
ve kıvırcık bir peruk koydu. Yüzünü
beyaz bir boya ile boyuyor, kırmızı bir top yerleştiriyordu burnunun üzerine.
Ardından adam siyah gitar kılıfından bir gramofon çıkartıp yere koyuyor; ayrıca
bir de plak yerleştiriyordu, gramofona. Gramafon çalmaya başlıyordu. Sonrasında
belinden bir silah çıkarıyordu. Smith Wesson marka bir Magnum 357. Denize doğru
yaklaşıyor ve Smith Wesson marka bir Magnum 357’yi ağzının içine
yerleştiryordu. Ardından tetiğe basıyordu. Gramafonun sesine karışan bir
patlama sesi.
Sigara
kutusu. Denizde bir görünüp bir kaybolan bir kutu ve hemen yanında bir
palyaçonun cesedi, sırt üstü uzanmış. Suratında Smith Wesson marka bir Magnum
357 ile açılmış bir yara. Kırmızı ve kocaman bir noktadan ibaret. Geride
bırakılmış bankta oturan ve sadece
bekleyen siyah bir gitar kılıfı, yerde bir gramofon ve gramofona yerleştirilmiş
bir Zuhal Olcay plağı. Çalan parça yalnızlığım…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder